VADELİ OPSİYON BORSASI
Vadeli opsiyon borsasını (kısaca vob) bir tek yazıda anlatmaya çalışmak hem zor hem de vob'a haksızlıktır bence.Liberal ekonomilerin vazgeçilmez kurumlarıdır.Yatırımcıya hem risk yönetimi yapabilme şansını hem de etkin bir yatırım şansını sunar. Dünyadaki tarihçesi daha eskilere dayansa da Türkiye'de 2002 yılında İzmir'de kurulmuş, 2005 yılında işlemlerine başlamış,değeri özellikle kriz döneminde ortaya çıkmış ve yükselen değer olmuştur.
Nedir ve nasıl işler işte anlatılması en zor konu budur.Önce risk yönetimi yapabilme özelliğini örnekle açıklayalım.6 ay sonra çocuğunuz doğacak ve çocuğunuzun mutlak süte ihtiyacı var.Doğar doğmaz 10 kilo süt lazım size.Hemen sütçüye gidiyorsunuz ve 6 ay sonrası için sütün fiyatında pazarlık edip parayı sütçüye verip 10 kilo süt için anlaşıyorsunuz.Artık rahat uyuyabilirsiniz çünkü sütün fiyatı 6 ay sonra 10 katına da çıksa sizin 10 kilo sütünüz var.Süt ucuzlarsa zarar da edebilirsiniz ama siz 10 kilo sütü garantiye aldınız.Yani uykusuz gece geçirmeyeceksiniz.Üç ay sonra süt çok değerlendi, bu durumda komşunuza 10 kilo süt hakkınızı devredip para da kazanmanız mümkün.Ya da süt ucuzladı ve daha da ucuzlayacak gibi görünüyor.Daha fazla zarar etmemek için çocuk doğduğunda almak üzere zararı kabullenip zarar daha artmadan yine bu hakkınızı devredebilmeniz mümkün.
VOB'ta süt alınıp satılmıyor ama İMKB 30 ve 100 endeksi, dolar,euro, altın ,DİBS (devlet iç borçlanma senedi),pamuk,buğday alınıp satılabiliyor.Ama bunu ileri vadeli olarak yapabiliyorsunuz.2,4,6,8,10 ve 12. ayların son günü oluyor vadeler.Bütün vadeler de her zaman açık değil.Önündeki 3 vade ve yıl sonuna işlem yapılabiliyor.
Teorisi böyle ama halihazırda anlamlı işlem yapılan argümanlar dolar ve İMKB 30.Diğerlerinde cüzi işlemler dönüyor.Her vadeye de işlem yapmak çok kolay değil ama en yakın vade bu iki argümanda peynir ekmek gibi satılıyor.Hatta türev piyasa diyorsunuz ama bazen aslından bile çok işlem yapılıyor.
VOB'un cazip kılan özelliği bunlardan başka.VOB'da işlemleri teminat yatırma esasına göre yapıyorsunuz.Bugün itibarı ile 1560 tl'lik 1 kontrat dolar(1000 usd) işlemi yapmak için 180 tl , 4670 tl'lik 1 kontrat İMKB 30 işlemi yapmak için 500 tl teminat yatırmanız gerekiyor. İşte dananın kuyruğu burda kopuyor ve zurna burda zırt diyor.Yani riski 10 kat civarında artırıp yatırımı şans oyununa çeviren özellik de bu.Acaba VOB katlamalı bir piyasa olmasa işlem hacmi bu kadar yüksek olabilir mi bu da tamamen farklı bir yazı konusu olabilecek bir mesele.
Konunun özeti şu;Vade sonunda dolar örneğin 1.6 tl olacak diyor,siz de bakıyorsunuz duruma yok daha yüksek olur diyorsanız alıyorsunuz,hayır o kadar olmaz diyorsanız açığa satıyorsunuz. Kilit kelimelerden biri de bu , açığa satmak yani kısa pozisyona geçmek.Yani VOB'da legal olarak açığa satabiliyorsunuz.Bu da her türlü fiyat düşüşünde size para kazanma şansı veriyor.VOB'un krizi fırsata çeviren özelliği de bu.İMKB' de elinizdeki bir kağıdın fiyatının düşeceğini düşünürseniz satıp daha ucuzdan mal etmeye çalışırsınız.Ama VOB'da elinizdekini satıp üzerine istediğiniz kadar da açığa satabilirsiniz.Böylece düşüşten de para kazanmış olursunuz.VOB'u İMKB' den ayıran bir temel özellik de bu.
Şimdi gelelim matematiğin illüzyonist etkisine.İMKB'de bir günde %5 düşüş veye yükseliş çok sık olmasa da görülmedik şey değildir.VOB'un katlamalı etkisini de hesaba katacak olursak cebinde 10000 tl olan bir kişi böyle bir günde 5000 tl kazanma ve ya kaybetme şansına sahiptir. İMKB'nin %1 marjla hareket ettiği sıradan bir günde bile VOB'da %10 kazanma ve kaybetme şansı doğar ki bu rakam şu anda bir yıllık faiz getirisinin üstündedir.
VOB'da işlem yapmak ve para kazanmak tecrübe ister,taktik ister.Dışardan çok cazip gibi görünse de akılcı olmayan yatırımlarla herşeyini kaybetmek işten bile değildir.Bu yönüyle İMKB'den daha acımasız ama kısa pozisyon açılabildiği için İMKB'den daha adildir.Spekülasyon yapılması tabi ki imkansıza yakındır.(İmkansız diyemiyorum çünkü imkanlar ülkesinde yaşıyoruz).
Gazetelerde 500 tl ile VOB'a girdi bilmemkaçbin tl si oldu gibi haberlere hiçbir zaman itibar etmeyiniz.Kaç kişiye de loto çıktı ama size çıkmadı.Yatırım sermayenizin %10 undan fazlasını VOB için ayırmayınız.Kaybedersiniz hırs yapmayınız.Uygun zamanı,daha güvenli pozisyonları bekleyiniz.Alıp satarak kahveciyi zengin etmeyiniz.İleri tarihli tahmin yapıp hedefinizi bekleyiniz. Kazandığınızı komisyona vermeyiniz.Para kazanırsanız üzerine ekleyip bu parayı nasıl olsa burdan kazandım deyip daha çok parayla oynamayınız.Anaparanızı çekip belli ritmalarla para çekmeye çalışın.Nasıl olsa günün birinde muhakkak işler ters gidecek ve para eklemek zorunda kalacaksınız.Altın kural; acele etmeyin,hergün yeni fırsat zaten karşınıza çıkacaktır.Bir anda herşeyi kazanamazsınız.Unutmayın kazandığınız her kuruş para aslında başkasının parası , kimse kimseye bedava para vermez,lütfen dikkatli olunuz.
5 Nisan 2009 Pazar
14 Mart 2009 Cumartesi
KURT PUSLU HAVAYI SEVER, MÜHİM OLAN KUZU OLMAMAK
Hava puslu, göz gözü görmüyor.Bütün parametreler oynak.Yarın ne olacağı belli değil.Malum kurtlar puslu havada çok dolanır.Tek şansımız kuzu olmamak.
Halbuki ne güzeldi öbür krizler.Gecelik faizler yüzde bilmemkaçbin.Mevduat oranları %100 leri geçmiş.Hiçbirşeyden anlamasanda koy paranı bankaya enflasyonun 15-20 puan üzerinde al yat.Çalışmaya ne hacet.Paran para kazansın.Geçti o günler.Enflasyon düştü,faizden elde edilen reel kazanç diye bir şey yok artık.Parasının değerini koruyabilene helal olsun.
Hadi yatırım araçlarını gözden geçirelim.İmkb tabi ki ilk durak.Ufak ufak yazmaya başladılar endeks çok ucuzladı diye.Yalan değil çok ucuzladı.Nerelerden geldi buralara ,60000 lere dayanmıştı şimdi 23000 küsur.Ama henüz erken.Daha krizin biteceğine dair en ufak bir emare yok.Hatta iyi bir tek söylem.Bütün veriler hala kötü geliyor.Herkes krizin ikinci dalgasının geldiğini söylüyor.Doğrudur Amerika bir dip daha yaptı.Ama Türkiye henüz görmedi bunu.Çünkü dünyada kriz finans sektöründen , reel sektöre geçiş yaptı.Bunun en güzel örneği General Motors.Türkiye'de daha reel sektöre ilişkin ürkütücü bir örnek yok.Ben nisanı bekliyorum ikinci dalga için.Bunun sebebleri çok.Birincisi seçim bir beklenti yaratıyor ve muhtemeldir ki seçimler beklendiği gibi sonlanacak.Tabi ki dağılmıyoruz seçimler dolayısıyla ya seçim bitince.Kim tutacak bizi.İkincisi Nisanda bilançolar açıklanmaya başlanacak.Türkiye'nin bütün rakamları ortada.Bunun bilançolara yansıması kaçınılmaz.Kısacası alım için erken hala.Şu günlerde yine pembe tablolar çizilmeye başlandı.Aman dikkat.Kaybettiklerimi çıkaracağım derken yeni biriktirdiğinizden de olmayın.
Altın dedik, yine diyoruz.890 dolarların altını gördü.Ama yine çıktı.Muhakkak gidip gelecek ama orta ve uzun vadede yine de güvenilir.
Dolar tarihi zirvesini yaptıktan sonra bir miktar toparlandı.1.7 lerin biraz altında.Parite euro lehine aldı yürüdü.Doların toparlanma sebebine gelince.Tabi ki merkez bankasının günlük açmış olduğu ihaleler bir miktar etkili.Ama siz bir de doları Nisan ayında görün.Bence yeni zirve arayışı yapacak.Perşembe günü TCMB faizleri yine beklentilerin üstünde bir puan düşürüyor.Cuma sabahı dolar bir miktar hareketleniyor.Sonra aniden öğle vakti düşmeye başlıyor.Yani piyasa olması gerektiği gibi hareket etmiyor,ettirilmiyor.Çocuklukta yaşanan korkuların psikoza dönüşmesi gibi inşallah ileride bizim için kabusa dönüşmez bu durum.
Her şey toparlanıyormuş gibi gösterilmeye çalışılmasına rağmen yapılan bir makyajdan ibaret.Rakamlar günlük olarak kullanılıp bir ilüzyon yaratılmaya çalışılıyor.Sadece Türkiye için değil dünya için de görülen durum budur.Kriz konusuna girmek istemiyordum ama kriz şu anki ekonomik gidişatın açıklanması için bahsedilmesi gereken bir konu.
FED (Amerikan Merkez Bankası) piyasaya 1150 milyar dolar pompalayacakmış. Makyaj ,tamamen makyaj.Sanki bu kriz para bolluğundan çıkmamış gibi.Günlük çözüm ama krizin kati çözümünü geciktirir.Bunu kendileri bilmiyor mu? Biliyor ama baskılar çok artmış durumda ve piyasalardaki çatırdama sesleri artık uyku kaçırır boyutta. Cemaat imam ilişkisi burda da mevcut.Biz ne yaptık.Özellikle binek araçlarda ÖTV'yi düşürdük.Güzel ,satışlar gerçekten arttı.Bu kazanılan para kimin için önemli ,hangi istihdamı sağlıyor.Neye merhem olacak.Araçlar yurtdışından gelmeden satılıyormuş.Yastık altındaki para kime gidiyor.Hadi bu paralar işe yaradı piyasa canlandı.Devlet yarısı da olsa ÖTV sini aldı diyelim.Hazirandan sonra ne olacak.Bu sektörde nasıl yaprak kıpırdatacaksın.Ben galerici olsam Haziran da işleri tasfiyeye hazırlanırım.Öyle ya yüksek kiralar,personel giderleri.ÖTV' yi düşük bile bıraksan o tarihe kadar arabasını alan almış olacak.En az 6 ay yaprak bile kıpırdamayacak.
Bu sene yağışlı geçti.Barajlarımız doldu uzun süredir ilk kez.Nisan ayında da bereketli nisan yağmurları gelir umarım ve nisan yağmurlarıyla bütün makyaj akacak diye düşünüyorum. Ey az parasını değerlendirmeye çalışan yatırımcı.Dikkat!!!!
Merkez bankasının elinde iki tane oyuncak var oynayacak.Biri faiz,diğeri kur.Faizleri son 4 ayda 6.25 düşürdü.Kurla da paşa keyfine göre oynuyor.Biz de buna dalgalı kur diyoruz.Mevduat faizleri en iyi bankalarda 12-13 civarında.%12 faizle bankaya yatırdığınız paradan elinize ayda %1 geçer.%15 stopaj ödersiniz geriye %0,85 kalır.Yani 10000 tl size ayda 85 tl para getirir. Repo oranları daha da düşük.Ne yapmalı.
Faizlerin böyle düştüğü ortamlarda yapacak tek şey bono ve tahvile yönelmektir.Tabi bu düşük riskli yatırım yapmak isteyenler için.Düşük risk istemekte haksızda değiller.Filler sevişirken olan ezilen çimenlere olurmuş.Sevişen fillerin altındaki çimen olmamak için riskten kaçmak lazım. Merkez bankası faiz indirimlerine devam diyor.Son alternatif tahvil bono dedik.Peki nedir tahvil bono .Faizle işleyen bu mekanizmalar nasıl faizler düştüğünde daha yüksek getiri sağlar.
Devlet yada özel bir teşebbüs diyor ki kardeş ben sıkıştım,bana şu kadar para ver ben sana şu tarihte şu kadar faiz ödemesi yapayım.Bunun için sana verdiği senedin vadesi 1 yıldan uzunsa tahvil,kısaysa bono oluyor.Anafikir bu.Ama bu kadar da basit değil.Bu senet piyasada işlem görebiliyor ve günün şartlarına göre her an nakite çevrilebiliyor.Çeşitli formları var.En sadesi örneğin bugün çıkarıyor senedi.100 liraya alıyorsun.Sana 3 yıl sonra 160 lira veriyor.Yada 3-6 ayda bir kupon ödemesi yaparım diyor.Bunu da ya enflasyon oranlarına göre yapıyor yada başta belirlenen oranlarda yapıyor.Ha bir de %10 stopaj almayı ihmal etmiyor.
Peki faiz düşerken devlet tahvilinden kazanç nasıl artar.Örnek verelim.Tahvili 2 yıl vade ile %20 faizle alıyorsunuz.Yani 100 lira verip 144 tl alacaksınız.1. yıl sonunda faizler %10 a düştü.Sizin alacağınız 144 lira değişmez.Çünkü o baştan imzalanmış bir sözleşmedir.Ama 1. yılın sonunda sizin tahvilinizin değeri 144/1,1 yani (1.1 % de 10 u ifade eder)130,91 tl dir.Yani siz o kağıdı 130,91 liradan satarsanız alan kişi %10 kazanmış olur.Siz ilk yıl için %30,91 kazanmış olursunuz.Satmaz devam ederseniz yine %20 ortalama faiz almış olursunuz.Ama yılbaşı itibarı ile faizlar %20 den %10 a düştüğünde siz %30,91 kazanmış olursunuz.O yüzden ki bu ortamda en iyi düşük riskli kazanç devlet tahvilindedir.
Çok fazla kazanacağım diye vakıf olmadığınız piyasalara girmeyin.Zaten bir anda çok kazanmak istemeyin.Amacınız birikiminizi enflasyona karşı korumak ve bir miktarda para kazanmak olmalı.Son söz ama bunu ben söylemeyeceğim siz tamamlayacaksınız.Az kazanayım diyen çok kazanır,çok kazanayım diyen.......
İyi günler, bir sonraki yazı vadeli opsiyon borsası.
"Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir."
Halbuki ne güzeldi öbür krizler.Gecelik faizler yüzde bilmemkaçbin.Mevduat oranları %100 leri geçmiş.Hiçbirşeyden anlamasanda koy paranı bankaya enflasyonun 15-20 puan üzerinde al yat.Çalışmaya ne hacet.Paran para kazansın.Geçti o günler.Enflasyon düştü,faizden elde edilen reel kazanç diye bir şey yok artık.Parasının değerini koruyabilene helal olsun.
Hadi yatırım araçlarını gözden geçirelim.İmkb tabi ki ilk durak.Ufak ufak yazmaya başladılar endeks çok ucuzladı diye.Yalan değil çok ucuzladı.Nerelerden geldi buralara ,60000 lere dayanmıştı şimdi 23000 küsur.Ama henüz erken.Daha krizin biteceğine dair en ufak bir emare yok.Hatta iyi bir tek söylem.Bütün veriler hala kötü geliyor.Herkes krizin ikinci dalgasının geldiğini söylüyor.Doğrudur Amerika bir dip daha yaptı.Ama Türkiye henüz görmedi bunu.Çünkü dünyada kriz finans sektöründen , reel sektöre geçiş yaptı.Bunun en güzel örneği General Motors.Türkiye'de daha reel sektöre ilişkin ürkütücü bir örnek yok.Ben nisanı bekliyorum ikinci dalga için.Bunun sebebleri çok.Birincisi seçim bir beklenti yaratıyor ve muhtemeldir ki seçimler beklendiği gibi sonlanacak.Tabi ki dağılmıyoruz seçimler dolayısıyla ya seçim bitince.Kim tutacak bizi.İkincisi Nisanda bilançolar açıklanmaya başlanacak.Türkiye'nin bütün rakamları ortada.Bunun bilançolara yansıması kaçınılmaz.Kısacası alım için erken hala.Şu günlerde yine pembe tablolar çizilmeye başlandı.Aman dikkat.Kaybettiklerimi çıkaracağım derken yeni biriktirdiğinizden de olmayın.
Altın dedik, yine diyoruz.890 dolarların altını gördü.Ama yine çıktı.Muhakkak gidip gelecek ama orta ve uzun vadede yine de güvenilir.
Dolar tarihi zirvesini yaptıktan sonra bir miktar toparlandı.1.7 lerin biraz altında.Parite euro lehine aldı yürüdü.Doların toparlanma sebebine gelince.Tabi ki merkez bankasının günlük açmış olduğu ihaleler bir miktar etkili.Ama siz bir de doları Nisan ayında görün.Bence yeni zirve arayışı yapacak.Perşembe günü TCMB faizleri yine beklentilerin üstünde bir puan düşürüyor.Cuma sabahı dolar bir miktar hareketleniyor.Sonra aniden öğle vakti düşmeye başlıyor.Yani piyasa olması gerektiği gibi hareket etmiyor,ettirilmiyor.Çocuklukta yaşanan korkuların psikoza dönüşmesi gibi inşallah ileride bizim için kabusa dönüşmez bu durum.
Her şey toparlanıyormuş gibi gösterilmeye çalışılmasına rağmen yapılan bir makyajdan ibaret.Rakamlar günlük olarak kullanılıp bir ilüzyon yaratılmaya çalışılıyor.Sadece Türkiye için değil dünya için de görülen durum budur.Kriz konusuna girmek istemiyordum ama kriz şu anki ekonomik gidişatın açıklanması için bahsedilmesi gereken bir konu.
FED (Amerikan Merkez Bankası) piyasaya 1150 milyar dolar pompalayacakmış. Makyaj ,tamamen makyaj.Sanki bu kriz para bolluğundan çıkmamış gibi.Günlük çözüm ama krizin kati çözümünü geciktirir.Bunu kendileri bilmiyor mu? Biliyor ama baskılar çok artmış durumda ve piyasalardaki çatırdama sesleri artık uyku kaçırır boyutta. Cemaat imam ilişkisi burda da mevcut.Biz ne yaptık.Özellikle binek araçlarda ÖTV'yi düşürdük.Güzel ,satışlar gerçekten arttı.Bu kazanılan para kimin için önemli ,hangi istihdamı sağlıyor.Neye merhem olacak.Araçlar yurtdışından gelmeden satılıyormuş.Yastık altındaki para kime gidiyor.Hadi bu paralar işe yaradı piyasa canlandı.Devlet yarısı da olsa ÖTV sini aldı diyelim.Hazirandan sonra ne olacak.Bu sektörde nasıl yaprak kıpırdatacaksın.Ben galerici olsam Haziran da işleri tasfiyeye hazırlanırım.Öyle ya yüksek kiralar,personel giderleri.ÖTV' yi düşük bile bıraksan o tarihe kadar arabasını alan almış olacak.En az 6 ay yaprak bile kıpırdamayacak.
Bu sene yağışlı geçti.Barajlarımız doldu uzun süredir ilk kez.Nisan ayında da bereketli nisan yağmurları gelir umarım ve nisan yağmurlarıyla bütün makyaj akacak diye düşünüyorum. Ey az parasını değerlendirmeye çalışan yatırımcı.Dikkat!!!!
Merkez bankasının elinde iki tane oyuncak var oynayacak.Biri faiz,diğeri kur.Faizleri son 4 ayda 6.25 düşürdü.Kurla da paşa keyfine göre oynuyor.Biz de buna dalgalı kur diyoruz.Mevduat faizleri en iyi bankalarda 12-13 civarında.%12 faizle bankaya yatırdığınız paradan elinize ayda %1 geçer.%15 stopaj ödersiniz geriye %0,85 kalır.Yani 10000 tl size ayda 85 tl para getirir. Repo oranları daha da düşük.Ne yapmalı.
Faizlerin böyle düştüğü ortamlarda yapacak tek şey bono ve tahvile yönelmektir.Tabi bu düşük riskli yatırım yapmak isteyenler için.Düşük risk istemekte haksızda değiller.Filler sevişirken olan ezilen çimenlere olurmuş.Sevişen fillerin altındaki çimen olmamak için riskten kaçmak lazım. Merkez bankası faiz indirimlerine devam diyor.Son alternatif tahvil bono dedik.Peki nedir tahvil bono .Faizle işleyen bu mekanizmalar nasıl faizler düştüğünde daha yüksek getiri sağlar.
Devlet yada özel bir teşebbüs diyor ki kardeş ben sıkıştım,bana şu kadar para ver ben sana şu tarihte şu kadar faiz ödemesi yapayım.Bunun için sana verdiği senedin vadesi 1 yıldan uzunsa tahvil,kısaysa bono oluyor.Anafikir bu.Ama bu kadar da basit değil.Bu senet piyasada işlem görebiliyor ve günün şartlarına göre her an nakite çevrilebiliyor.Çeşitli formları var.En sadesi örneğin bugün çıkarıyor senedi.100 liraya alıyorsun.Sana 3 yıl sonra 160 lira veriyor.Yada 3-6 ayda bir kupon ödemesi yaparım diyor.Bunu da ya enflasyon oranlarına göre yapıyor yada başta belirlenen oranlarda yapıyor.Ha bir de %10 stopaj almayı ihmal etmiyor.
Peki faiz düşerken devlet tahvilinden kazanç nasıl artar.Örnek verelim.Tahvili 2 yıl vade ile %20 faizle alıyorsunuz.Yani 100 lira verip 144 tl alacaksınız.1. yıl sonunda faizler %10 a düştü.Sizin alacağınız 144 lira değişmez.Çünkü o baştan imzalanmış bir sözleşmedir.Ama 1. yılın sonunda sizin tahvilinizin değeri 144/1,1 yani (1.1 % de 10 u ifade eder)130,91 tl dir.Yani siz o kağıdı 130,91 liradan satarsanız alan kişi %10 kazanmış olur.Siz ilk yıl için %30,91 kazanmış olursunuz.Satmaz devam ederseniz yine %20 ortalama faiz almış olursunuz.Ama yılbaşı itibarı ile faizlar %20 den %10 a düştüğünde siz %30,91 kazanmış olursunuz.O yüzden ki bu ortamda en iyi düşük riskli kazanç devlet tahvilindedir.
Çok fazla kazanacağım diye vakıf olmadığınız piyasalara girmeyin.Zaten bir anda çok kazanmak istemeyin.Amacınız birikiminizi enflasyona karşı korumak ve bir miktarda para kazanmak olmalı.Son söz ama bunu ben söylemeyeceğim siz tamamlayacaksınız.Az kazanayım diyen çok kazanır,çok kazanayım diyen.......
İyi günler, bir sonraki yazı vadeli opsiyon borsası.
"Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir."
17 Şubat 2009 Salı
Ekonomi Nedir ve Ne Değildir
Ona oikosnomia adını veren Grekler olayın bu raddeye geleceğinden haberdar mıydı acaba.Oikos ev,nomia kural olarak çevrilebilir.Yunan kökenli olmasına rağmen dilimize Fransızcadan geçmiştir.Ev idaresi daha geniş tanımıyla evi idare etmekte geçerli olan kurallar bütünüdür. Sonraları bugünkü anlamını bulmuştur.Olması gereken anlamı kıt kaynaklarla ,sonsuz insan ihtiyaçlarını karşılama bilimidir.
Burada hangi ekonomik sistemin ne şekilde işlediğini ve hangisinin daha iyi olduğunu tartışmamız mümkün değil.İnsanoğlu ki yüzyıllardır bunun kavgasını vermekte ve herkes tabi ki kendi rejiminin en adil ve en uygun rejim olduğunu düşünmektedir.Bizim şu anda anlamamız gereken genel ekonomik sistemlerden ziyade içinde bulunduğumuz sistemde ekonomik parametrelerin nasıl hareket ettiğini anlamaya çalışmak olacaktır.
Bizim olaya bakış açımız az paralı yatırımcının ekonomik düzendeki yerini koruma çabasıdır.Küçük yatırımcı denmesinden hoşlanmadığım bu zümre eğer ki sistemdeki yerini korumak istiyorsa belli ekonomik dengeleri ve makroekonomiyi ana hatlarıyla bilmek zorundadır.
Ekonomi anlaşılması çok zor dengeler üzerine kurulmuş matematik,sosyoloji,felsefe ve daha bir sürü bilim dalının ucundan kulağından bulaştığı halen bilim olup olmadığı bile tam olarak anlaşılmamış bir olgudur.Matematikte iki sayıyı toplayıp sonuca ulaşırken ekonomide bunun böyle olmadığı aşikardır.Fizikte bir formülasyon içindeki parametrelerden birini artırıp,eksilttiğinde sonucun doğru orantılı olarak değişmesi kaçınılmazken ekonomi çerçevesinde bağımlı parametrelerden biri değiştiğinde her zaman aynı sonuçla karşılaşmamız mümkün değildir.Bu yönüyle aslında biraz tıp bilmine benzer.İbni Sina'nın 'hasta yoktur ,hastalık vardır' sözünde olduğu gibi ekonomide de her durumun kendine özel şartları oluşmakta tam aynı durumu yakaladığınızı düşünürken aynı sonucu alamayıp şaşırabilmektesiniz.
Belki de bilim olmadığını düşünmemizin sebebi çok fazla parametrenin olayları etkileyebilmesi ve bu parametrelerin tam olarak ortaya konamaması kaynaklıdır.İşin içine insan psikolojisi bile girdiğinden zaten neyin ne olacağını anlamak mümkün değildir.Her sabah işyerinden içeriye girdiğinizde selam verip güleryüzle karşılayan patronunuzun , bir sabah selamınıza cevap vermemesi hatta size küfretmesi gibi birşeydir ekonomi.Zaten nobel ödülü bile verilen bir dal olan ekonomi ne zaman selam verilip , ne zaman verilmeyeceğini bilme sanatıdır belki de.
Tabi ki yatırımcının (kesinlikle az paralı olandan bahsediyorum) yine de takip etmesi gereken pek çok parametre vardır ve bu bizim esas konumuzu oluşturmaktadır.
Günümüzde kullandığımız pek çok yatırım aracının birbiriyle direkt yada indirekt ilişkileri mevcuttur.Bir profesyonel için bunlar okuma yazmayı bilmek gibiyse de parasını alıp piyasaya çıkan kulaktan dolma laflarla yatırım yapmaya çalışan çeşitli fonlarda ve borsada sürekli kaybeden insanların yaptığı körebe oynamaktan başka bir şey değildir.Bu bağlamda profesyonel yatırımcıyı usta bir şöföre benzetebiliriz.Muhakkak ki bu ekonomik şartlar içinde onun da para kaybetmesi yani kaza yapması mümkündür.Ama amatör yatırımcı araba kullanmanın hazzına varmak için arabasını her çalıştırdığında ayağını debriyajdan aniden çekip şanslıysa sadece arabasını stoplayan,şanssızsa yandaki duvara vuran,hatta üzerine arsızsa öndeki Ferrari'ye çarpan kişidir.
Keşke mümkün olsa da bütün ekonomik parametreleri birbirine bağlayan formülasyonlar sunabilsek.Burada sadece kabaca hangi parametrelerin müşterek,hangilerinin zıt yönde hareket ettiğinden ufakça bahsedelim.
İmkb 100 endeksimiz eskiden iç dengelere sıkı sıkıya bağlıyken son yıllarda dış piyasaların etkisi altında kalmış hele ki bu kriz döneminde iyice dış piyasaları takip eder olmuştur.Yakın dönemlere badar Brezilya borsası olan Bovespa'ya benzetilirken artık iyice Amerika'nın etkisi altında kalmıştır.Kendi ülkemizdeki işsizlik ve istihdam verilerini bilmezken Amerika'nın hangi verisinin saat kaçta geleceği , beklentinin ne olduğu yerli ekonomistlerce de bilinir ve takip edilir olmuştur.Gün boyu yurt içinde olağanüstü bir gelişme olmadığı sürece Avrupa borsalarına (özellikle Dax ve ftse) ve dow future'larına bakarak top çeviren endeks saat 15:30 dan itibaren açılan dow jones'a göre hareket etmekte saat 17.00 de kapanan imkb den sonra 15 dakika açık kalan vadeli opsiyon borsası Amerika'ya bakıp yarının sinyalini vermektedir.Örneğin bugün imkb nin kapandığı saatte dow -240 puandayken akşam kapanışını -298 puandan yapmış 7553 olan endekslerine göre yaklaşık biz kapandıktan sonra %1 e yakın bir oranda değer kaybetmiştir.Kaçınılmazdır ki imkb'nin sabah ki açılışı her ne kadar dow'un future'larına da bir miktar bağımlı olsada sabah açılışımız aradaki bir puanlık negatifliği kapatma eğilimide olacaktır.
İmkb ile her ne kadar direkt bir bağlantısı olmasa da dolar/tl paritesi dow'un bu düşüşüne paralel yükselme eğilimi gösterecek eğer son zamanlardaki en düşük derecesinde olan (bugünkü kapanış 1.2581) euro/dolar paritesinde bir değişme olmazsa yada dolar lehine olan hareket devam ederse 1.7 seviyesini kıracak tarihteki en yüksek seviyesi olan 1.75 i test edecektir.
Dolar/tl paritesi daha birçok etmenden etkilensede perşembe günü olacak TCMB para politikası kurulundan geçen sefer ki gibi bir faiz indirimi gelirse belki de son yılların en yüksek dolar kuru önümüzdeki haftalar içerisinde görülebilecektir.
Tabi bir de altın var.Rekor üzerine rekorlar kıran altın fiyatları için kafalarda bir tek düşünce var.Acaba geç mi kaldım.Evet altın ciddi bir yükseliş gösterdi.Altının ons fiyatı son birkaç ay içerisinde 700 küsur dolarlardan 1000 dolara yaklaştı.Şu anda 970 dolar seviyelerinde.Son 45-50 günde altının %20 ,doların % 15 değer kazandığını düşünecek olursak %35-40 bir tl bazında yükselişten sözedebiliriz.(Mevduat faizinin en iyi bankalarda bile 13-14 puanlarda olduğu bir devrede 3 yıllık getirinin 1.5 ayda alınması) Ama analistlerin dilinde 1500 dolar değerlerinin dolaştığı (ki bir de doların artı getirisi var) krizdeki en sağlam liman denen altın kesinlikle gözardı edilmemeli.
Son olarak bir öneri daha.TCMB faizleri düşüreceğim diyor,yani düşük faiz ,yüksek kur politikasına geçmiş bulunuyoruz.Ben sağlamcı adamım yüksek getiri de ,yüksek riskte istemem diyorsanız tahvil bono almanın tam zamanı.Kısa vadede mevduat faizinden getiri beklentisi bence 2 kat civarında.(Mevduattan %15, tahvil-bonodan %10 stopaj alındığını unutmayın)
Ha faiz düşerken bono-tahvil'in getirisi nasıl artar o da başka yazıya.
Son bir söz daha.Ekonominin bileni olmaz.Zannetmeyin ki parası çok olan yatırımcı bu işleri tam olarak yapıyor ve olaya hakim.Öyle olsa koca bankalar batmaz.Ekonomi öngörü sanatıdır ve en iyi öngören en iyi kazanır.Ekonomi yazarlarından siz köşeyi dönen gördünüz mü?E sen de yazıyorsun diyorsanız aşkolsun.Ben sadece paranızı kaptırmayın diye uğraşıyorum.Hoşçakalın.
"Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir."
Burada hangi ekonomik sistemin ne şekilde işlediğini ve hangisinin daha iyi olduğunu tartışmamız mümkün değil.İnsanoğlu ki yüzyıllardır bunun kavgasını vermekte ve herkes tabi ki kendi rejiminin en adil ve en uygun rejim olduğunu düşünmektedir.Bizim şu anda anlamamız gereken genel ekonomik sistemlerden ziyade içinde bulunduğumuz sistemde ekonomik parametrelerin nasıl hareket ettiğini anlamaya çalışmak olacaktır.
Bizim olaya bakış açımız az paralı yatırımcının ekonomik düzendeki yerini koruma çabasıdır.Küçük yatırımcı denmesinden hoşlanmadığım bu zümre eğer ki sistemdeki yerini korumak istiyorsa belli ekonomik dengeleri ve makroekonomiyi ana hatlarıyla bilmek zorundadır.
Ekonomi anlaşılması çok zor dengeler üzerine kurulmuş matematik,sosyoloji,felsefe ve daha bir sürü bilim dalının ucundan kulağından bulaştığı halen bilim olup olmadığı bile tam olarak anlaşılmamış bir olgudur.Matematikte iki sayıyı toplayıp sonuca ulaşırken ekonomide bunun böyle olmadığı aşikardır.Fizikte bir formülasyon içindeki parametrelerden birini artırıp,eksilttiğinde sonucun doğru orantılı olarak değişmesi kaçınılmazken ekonomi çerçevesinde bağımlı parametrelerden biri değiştiğinde her zaman aynı sonuçla karşılaşmamız mümkün değildir.Bu yönüyle aslında biraz tıp bilmine benzer.İbni Sina'nın 'hasta yoktur ,hastalık vardır' sözünde olduğu gibi ekonomide de her durumun kendine özel şartları oluşmakta tam aynı durumu yakaladığınızı düşünürken aynı sonucu alamayıp şaşırabilmektesiniz.
Belki de bilim olmadığını düşünmemizin sebebi çok fazla parametrenin olayları etkileyebilmesi ve bu parametrelerin tam olarak ortaya konamaması kaynaklıdır.İşin içine insan psikolojisi bile girdiğinden zaten neyin ne olacağını anlamak mümkün değildir.Her sabah işyerinden içeriye girdiğinizde selam verip güleryüzle karşılayan patronunuzun , bir sabah selamınıza cevap vermemesi hatta size küfretmesi gibi birşeydir ekonomi.Zaten nobel ödülü bile verilen bir dal olan ekonomi ne zaman selam verilip , ne zaman verilmeyeceğini bilme sanatıdır belki de.
Tabi ki yatırımcının (kesinlikle az paralı olandan bahsediyorum) yine de takip etmesi gereken pek çok parametre vardır ve bu bizim esas konumuzu oluşturmaktadır.
Günümüzde kullandığımız pek çok yatırım aracının birbiriyle direkt yada indirekt ilişkileri mevcuttur.Bir profesyonel için bunlar okuma yazmayı bilmek gibiyse de parasını alıp piyasaya çıkan kulaktan dolma laflarla yatırım yapmaya çalışan çeşitli fonlarda ve borsada sürekli kaybeden insanların yaptığı körebe oynamaktan başka bir şey değildir.Bu bağlamda profesyonel yatırımcıyı usta bir şöföre benzetebiliriz.Muhakkak ki bu ekonomik şartlar içinde onun da para kaybetmesi yani kaza yapması mümkündür.Ama amatör yatırımcı araba kullanmanın hazzına varmak için arabasını her çalıştırdığında ayağını debriyajdan aniden çekip şanslıysa sadece arabasını stoplayan,şanssızsa yandaki duvara vuran,hatta üzerine arsızsa öndeki Ferrari'ye çarpan kişidir.
Keşke mümkün olsa da bütün ekonomik parametreleri birbirine bağlayan formülasyonlar sunabilsek.Burada sadece kabaca hangi parametrelerin müşterek,hangilerinin zıt yönde hareket ettiğinden ufakça bahsedelim.
İmkb 100 endeksimiz eskiden iç dengelere sıkı sıkıya bağlıyken son yıllarda dış piyasaların etkisi altında kalmış hele ki bu kriz döneminde iyice dış piyasaları takip eder olmuştur.Yakın dönemlere badar Brezilya borsası olan Bovespa'ya benzetilirken artık iyice Amerika'nın etkisi altında kalmıştır.Kendi ülkemizdeki işsizlik ve istihdam verilerini bilmezken Amerika'nın hangi verisinin saat kaçta geleceği , beklentinin ne olduğu yerli ekonomistlerce de bilinir ve takip edilir olmuştur.Gün boyu yurt içinde olağanüstü bir gelişme olmadığı sürece Avrupa borsalarına (özellikle Dax ve ftse) ve dow future'larına bakarak top çeviren endeks saat 15:30 dan itibaren açılan dow jones'a göre hareket etmekte saat 17.00 de kapanan imkb den sonra 15 dakika açık kalan vadeli opsiyon borsası Amerika'ya bakıp yarının sinyalini vermektedir.Örneğin bugün imkb nin kapandığı saatte dow -240 puandayken akşam kapanışını -298 puandan yapmış 7553 olan endekslerine göre yaklaşık biz kapandıktan sonra %1 e yakın bir oranda değer kaybetmiştir.Kaçınılmazdır ki imkb'nin sabah ki açılışı her ne kadar dow'un future'larına da bir miktar bağımlı olsada sabah açılışımız aradaki bir puanlık negatifliği kapatma eğilimide olacaktır.
İmkb ile her ne kadar direkt bir bağlantısı olmasa da dolar/tl paritesi dow'un bu düşüşüne paralel yükselme eğilimi gösterecek eğer son zamanlardaki en düşük derecesinde olan (bugünkü kapanış 1.2581) euro/dolar paritesinde bir değişme olmazsa yada dolar lehine olan hareket devam ederse 1.7 seviyesini kıracak tarihteki en yüksek seviyesi olan 1.75 i test edecektir.
Dolar/tl paritesi daha birçok etmenden etkilensede perşembe günü olacak TCMB para politikası kurulundan geçen sefer ki gibi bir faiz indirimi gelirse belki de son yılların en yüksek dolar kuru önümüzdeki haftalar içerisinde görülebilecektir.
Tabi bir de altın var.Rekor üzerine rekorlar kıran altın fiyatları için kafalarda bir tek düşünce var.Acaba geç mi kaldım.Evet altın ciddi bir yükseliş gösterdi.Altının ons fiyatı son birkaç ay içerisinde 700 küsur dolarlardan 1000 dolara yaklaştı.Şu anda 970 dolar seviyelerinde.Son 45-50 günde altının %20 ,doların % 15 değer kazandığını düşünecek olursak %35-40 bir tl bazında yükselişten sözedebiliriz.(Mevduat faizinin en iyi bankalarda bile 13-14 puanlarda olduğu bir devrede 3 yıllık getirinin 1.5 ayda alınması) Ama analistlerin dilinde 1500 dolar değerlerinin dolaştığı (ki bir de doların artı getirisi var) krizdeki en sağlam liman denen altın kesinlikle gözardı edilmemeli.
Son olarak bir öneri daha.TCMB faizleri düşüreceğim diyor,yani düşük faiz ,yüksek kur politikasına geçmiş bulunuyoruz.Ben sağlamcı adamım yüksek getiri de ,yüksek riskte istemem diyorsanız tahvil bono almanın tam zamanı.Kısa vadede mevduat faizinden getiri beklentisi bence 2 kat civarında.(Mevduattan %15, tahvil-bonodan %10 stopaj alındığını unutmayın)
Ha faiz düşerken bono-tahvil'in getirisi nasıl artar o da başka yazıya.
Son bir söz daha.Ekonominin bileni olmaz.Zannetmeyin ki parası çok olan yatırımcı bu işleri tam olarak yapıyor ve olaya hakim.Öyle olsa koca bankalar batmaz.Ekonomi öngörü sanatıdır ve en iyi öngören en iyi kazanır.Ekonomi yazarlarından siz köşeyi dönen gördünüz mü?E sen de yazıyorsun diyorsanız aşkolsun.Ben sadece paranızı kaptırmayın diye uğraşıyorum.Hoşçakalın.
"Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir."
15 Şubat 2009 Pazar
Yatırım İçin Sayısal Çoklukları Anlamak
Herşey İçin Matematik
Mali işleri yürütebilmek için muhakkak ki matematiksel işlemleri kullanmak gerekir.Artık gelişmiş bilgi işlem sistemlerinden dolayı bu tür işleri başarmak daha kolay görünmektedir.Ne var ki az parayla yatırım yapmaya çalışam kişiler için bu zor ve zahmetli bir şeydir.Çünkü rakamlar hesap makinesinde göründüğü kadar sevimli ve anlaşılır şeyler değildir.
John Allen Paulos 'Herkes İçin Matematik' kitabını Madame Curie'nin 'Yaşamda korkulacak bir şey yoktur,yeter ki anlaşılsın' sözüyle başlatır.Sayıları hesaplayarak bulmaktan daha önemli tek şey çıkan sonuçları anlamak ve yorumlamaktır.
Sayılar nasıl anlaşılır.Üç sayısının üç sayısından farklı bir anlamı mı vardır.
Tabi ki bir sayının kendi sayısal değerinden başka bir anlamı yoktur,ama o sayının insanın zihninde ne ifade ettiği mühimdir.Üzerinde 7 basamağı olan bir piyango biletinden büyük ikramiyenin size çıkma ihtimali 9.999.999 da 1 dir.Bu ihtimale binaen gidip her yılbaşında bir bilet alırız.Bu ihtimal bize ne ifade eder.Türk milleti tavlaya düşkün olduğu olduğu için anlaşılması bakımından içinde zar olan bir örnek vereyim.Bu ihtimal atılan zarın arka arkaya 9 kez 6 gelmesi ihtimaline aşağı yukarı eşittir. (10.077.696 da bir) Kulağa çok hoş geliyor değil mi sadece 9 kez arka arkaya 6 at ve büyük ikramiyeyi kap.Fenerbahçe stadının dolu halini düşünün yaklaşık 50.000 kişi var.Bu statta bulunuyorsunuz ve bir anons yapılıyor ve 1 kişiye takımın bütün oyuncularının imzaladığı bir top verilecek.Şansınız ne kadar zayıf değil mi.Çünkü stad hınca hınç dolu.Halbuki büyük ikramiye ihtimali ve 9 kez arka arkaya zarla 6 atma ihtimaliniz için tam yanyana 200 tane 50.000 kişilik Fenerbahçe Stadında yapılan çekilişle size çıkma ihtimali ile aynı.
200 tane Fenerbahçe stadı dolusu insan 10.000.000 da bir ihtimalinin insan beyninde şekillenmiş halidir.Halbuki bu ihtimali zarla yakalamak daha kolay görünüyordu değil mi?Zarı alın ve kafanızdan yukarı doğru atın.6 gelmeyince tekrar, 6 gelince 9 kez üstüste buluncaya kadar.Her işlem yaklaşık ortalama bir dakika sürsün ve ortalama ihtimalin yarısında yakalamış olun(Öyle ya birincide de ,sonuncuda da yakalayabilirsiniz).Hatta bu işi yaparken gece gündüz uyumayın.Üst üste 9 kez altıyı ancak 9 yıl altı ay sonra yakalıyorsunuz.
Söylediğiniz,düşündüğünüz,hesap makinasinde önünde gördüğünüz sayı sizin için ne ifade eder.Bunu beyninizde şekillendirdiğiniz anda sayıları anlamışsınız demektir.100 deyince 100 sayfalık ince bir kitap,1000 deyince evinizin karşısındaki örme duvardaki tuğla sayısı,100.000 deyince ortalama uzunluktaki bir romanın kelime sayısı akla gelebilir.Tabi iş ekonomi olunca bu miktarlarla alınabilecek hizmet ve mallar.
Miktarların anlamı kadar hayatımızı etkileyen diğer bir matematiksel konu olasılıklardır.Olasılık hesaplarından anlamak ve hayatımızı olasılıklara göre yönetmek hayatın içinde şanssızlık dediğimiz pek çok şeyle daha az karşılaşmamızı sağlar.Sigorta şirketleri bizim için vahim olaylar olarak görülen şanssızlıklarımızı olasılık hesaplarına göre listeler ve fiyatlandırır.Üzerine işletme gideri ve kar koyar.Sonra kendi şanssızlığımızı şanssızlık oranlarımızın yaklaşık 3 katına tekrar bize satar.Sigortalanmış bir şanssızlıkla karşılaştığımızda bedelinin en az 3 katını ödememize rağmen mutlu olur ve sigortanın ne güzel bir şey olduğundan bahsederiz.
Hayatımız olasılık denilen şeylerin olup olmamasına göre belirlenir.Biz bunları şans yada şanssızlık olarak tanımlasak da ihtimali olan her şey hayatın içinde mevcut ve bir gün karşımıza çıkmaya namzettir.Özellikle yatırımlar da ihtimal hesapları işimize çok yarar.Olabilecek iyi ve kötü şeyleri bir potada eritip bu ihtimallere göre kendimize bir portföy oluşturmamız ve riskleri iyi dengelememiz gerekir.Bunun en iyi örneği bugünlerde döviz/TL cephesinde yaşanmaktadır.Yıllarca artmayan ve yatırımcısını hüsrana uğratan dolar yatırım sepetlerinden zararına da olsa çıkarılmış, doların tıpkı küllenmiş bir yanardağ gibi 7 yıl sonra piyasaya çıkması TL cinsi sermayeleri kendi bazında %30-35 lik bir kayba uğratmıştır.
Neye yatırım yapmalıyım sorusunun cevabını gelecek yazımızda bulmanıza yardım etmeye çalışacağım.Kriz döneminde en önemli sorun bu olsa gerek.Unutulmamalı ki iyi yatırımcı-kötü yatırımcı farkı esas böyle dönemlerde ortaya çıkar ve kriz her şeyin sütliman olduğu dönemlere göre çok daha fazla fırsatlar üretir.
Mali işleri yürütebilmek için muhakkak ki matematiksel işlemleri kullanmak gerekir.Artık gelişmiş bilgi işlem sistemlerinden dolayı bu tür işleri başarmak daha kolay görünmektedir.Ne var ki az parayla yatırım yapmaya çalışam kişiler için bu zor ve zahmetli bir şeydir.Çünkü rakamlar hesap makinesinde göründüğü kadar sevimli ve anlaşılır şeyler değildir.
John Allen Paulos 'Herkes İçin Matematik' kitabını Madame Curie'nin 'Yaşamda korkulacak bir şey yoktur,yeter ki anlaşılsın' sözüyle başlatır.Sayıları hesaplayarak bulmaktan daha önemli tek şey çıkan sonuçları anlamak ve yorumlamaktır.
Sayılar nasıl anlaşılır.Üç sayısının üç sayısından farklı bir anlamı mı vardır.
Tabi ki bir sayının kendi sayısal değerinden başka bir anlamı yoktur,ama o sayının insanın zihninde ne ifade ettiği mühimdir.Üzerinde 7 basamağı olan bir piyango biletinden büyük ikramiyenin size çıkma ihtimali 9.999.999 da 1 dir.Bu ihtimale binaen gidip her yılbaşında bir bilet alırız.Bu ihtimal bize ne ifade eder.Türk milleti tavlaya düşkün olduğu olduğu için anlaşılması bakımından içinde zar olan bir örnek vereyim.Bu ihtimal atılan zarın arka arkaya 9 kez 6 gelmesi ihtimaline aşağı yukarı eşittir. (10.077.696 da bir) Kulağa çok hoş geliyor değil mi sadece 9 kez arka arkaya 6 at ve büyük ikramiyeyi kap.Fenerbahçe stadının dolu halini düşünün yaklaşık 50.000 kişi var.Bu statta bulunuyorsunuz ve bir anons yapılıyor ve 1 kişiye takımın bütün oyuncularının imzaladığı bir top verilecek.Şansınız ne kadar zayıf değil mi.Çünkü stad hınca hınç dolu.Halbuki büyük ikramiye ihtimali ve 9 kez arka arkaya zarla 6 atma ihtimaliniz için tam yanyana 200 tane 50.000 kişilik Fenerbahçe Stadında yapılan çekilişle size çıkma ihtimali ile aynı.
200 tane Fenerbahçe stadı dolusu insan 10.000.000 da bir ihtimalinin insan beyninde şekillenmiş halidir.Halbuki bu ihtimali zarla yakalamak daha kolay görünüyordu değil mi?Zarı alın ve kafanızdan yukarı doğru atın.6 gelmeyince tekrar, 6 gelince 9 kez üstüste buluncaya kadar.Her işlem yaklaşık ortalama bir dakika sürsün ve ortalama ihtimalin yarısında yakalamış olun(Öyle ya birincide de ,sonuncuda da yakalayabilirsiniz).Hatta bu işi yaparken gece gündüz uyumayın.Üst üste 9 kez altıyı ancak 9 yıl altı ay sonra yakalıyorsunuz.
Söylediğiniz,düşündüğünüz,hesap makinasinde önünde gördüğünüz sayı sizin için ne ifade eder.Bunu beyninizde şekillendirdiğiniz anda sayıları anlamışsınız demektir.100 deyince 100 sayfalık ince bir kitap,1000 deyince evinizin karşısındaki örme duvardaki tuğla sayısı,100.000 deyince ortalama uzunluktaki bir romanın kelime sayısı akla gelebilir.Tabi iş ekonomi olunca bu miktarlarla alınabilecek hizmet ve mallar.
Miktarların anlamı kadar hayatımızı etkileyen diğer bir matematiksel konu olasılıklardır.Olasılık hesaplarından anlamak ve hayatımızı olasılıklara göre yönetmek hayatın içinde şanssızlık dediğimiz pek çok şeyle daha az karşılaşmamızı sağlar.Sigorta şirketleri bizim için vahim olaylar olarak görülen şanssızlıklarımızı olasılık hesaplarına göre listeler ve fiyatlandırır.Üzerine işletme gideri ve kar koyar.Sonra kendi şanssızlığımızı şanssızlık oranlarımızın yaklaşık 3 katına tekrar bize satar.Sigortalanmış bir şanssızlıkla karşılaştığımızda bedelinin en az 3 katını ödememize rağmen mutlu olur ve sigortanın ne güzel bir şey olduğundan bahsederiz.
Hayatımız olasılık denilen şeylerin olup olmamasına göre belirlenir.Biz bunları şans yada şanssızlık olarak tanımlasak da ihtimali olan her şey hayatın içinde mevcut ve bir gün karşımıza çıkmaya namzettir.Özellikle yatırımlar da ihtimal hesapları işimize çok yarar.Olabilecek iyi ve kötü şeyleri bir potada eritip bu ihtimallere göre kendimize bir portföy oluşturmamız ve riskleri iyi dengelememiz gerekir.Bunun en iyi örneği bugünlerde döviz/TL cephesinde yaşanmaktadır.Yıllarca artmayan ve yatırımcısını hüsrana uğratan dolar yatırım sepetlerinden zararına da olsa çıkarılmış, doların tıpkı küllenmiş bir yanardağ gibi 7 yıl sonra piyasaya çıkması TL cinsi sermayeleri kendi bazında %30-35 lik bir kayba uğratmıştır.
Neye yatırım yapmalıyım sorusunun cevabını gelecek yazımızda bulmanıza yardım etmeye çalışacağım.Kriz döneminde en önemli sorun bu olsa gerek.Unutulmamalı ki iyi yatırımcı-kötü yatırımcı farkı esas böyle dönemlerde ortaya çıkar ve kriz her şeyin sütliman olduğu dönemlere göre çok daha fazla fırsatlar üretir.
13 Şubat 2009 Cuma
AZ PARASI OLAN YATIRIMCIYA YATIRIM ÖNERİLERİ
Bu yazı vurun küçük yatırımcıya yazımdan sonra depresyona girip parasını hayır kurumlarına bağışlamamış olanlar içindir.
Ben az paralı yatırımcıyım, anladığım tek şey ekonomiden anlamadığımdır diyorsanız geriye tek alternatifiniz kalıyor ki o da matematikten anlamak.Eğer matematik sizin için hala lisede gösterildiği yerde duran bir heyula ise işiniz gerçekten zor.Matematikten anlamak ise bir sonraki yazım olacak.
Az parası olmak ayıp değildir.Ayıp olan o az parayı bir şekilde değerlendirmemeye çalışmaktır.Para değerlendirmek bir alışkanlıktır.Değerlendirelemeyen para ekonomiye kazandırılamaz ve muhakkak ki enflasyonun karşısında yenik düşer.
İlk yapmanız gereken şudur,paranızı karşınıza koyup düşünmek.Kendinize şu soruyu soracaksınız.Ben bu parayla ne yapmaya çalışıyorum?Amacım ne?Parayı ne kadar yapınca o parayla ne yapacağım?Bu paranın üzerine ayda kaç para koyabilirim ve bu koyduğum paralardan yılda ne kadar kazanabilirim?
Yapmamanız gereken şey de kesinlikle şudur.Belli bir faizle borç alarak kesinlikle yatırım yapılmaz,yani başkasının parasıyla kesinlikle kumar oynanmaz.Birisi size 'gel sana borç vereyim' diyorsa bilin ki sizden bir menfaati vardır.
İlk olarak kendinize bir internet bankacılığı edinin.O çok güvensiz dediğinizi duyar gibi oluyorum.Hesaplanmamıştır ama bu benim tahminimdir ki internet bankacılığındaki risk parayla şubeye gitmenizdeki riskten katlarca daha düşüktür.Bunun size şu faydaları olacaktır.
1-Her işlem için bankaya,ATM'ye,telefona ulaşmaktan daha masrafsızdır.
2-Komisyon oranları daha düşüktür.
3-Paranızın azlığı kendi kafanızda sorun yaratmaz.
4-Hangi enstrumanla kaç paranızla ne kazanabileceğinizi usanmadan defalarca söyler.
5-Etki altında kalmazsınız.(Bankada size edilen her tavsiyenin altında muhakkak surette banka ve/veya bankacının menfaatleri gizlenmiştir.Sizi gerek para sayma makinesinin ipnotize edici sesiyle,gerek bankadaki ortamın başdöndürücülüğüyle,gerekse bankacının prezantabl özellikleriyle (kelimeleri kullanma,giyim ve alımlılık) etki altında kalırsınız.Düşününüz ki hesap kapatmaya veya kart iptaline gidip te bunu başaramadığınız olmuştur.Ne yaptığınızı ancak bankadan çıkıp eve geldiğinizde farketmişsinizdir)
Evet şimdi ne yapmalıyım.İlk kural paranız açıkta kalmamalı.Enflasyon bir gün dahi paranızı ısırmamalı.Öncelikle paranızın size ne kadar bir süre lazım olmayacağını düşünüp ona göre bir argüman tercih etmelisiniz.Bunu düşünürken bile yatırım aracınızı seçene kadar paranızı günlük gibi kısa vadeli enstrumanlarda değerlendirebilirsiniz.Günlük enstumanların getirileri her ne kadar düşük olsada size yaptırımı konusunda bir örnek vereyim.Aldığınız maaş doğal olarak bankaya yatıyor.Şu sıralar likit fon getirileri aylık %1.2 düzeylerinde ve paranızı ay boyunca eşit ağırlıklı olarak harcadığınızı varsayarsak paranızı sürekli likit fonda tutacak olursanız bir yıl sonunda birikmiş olan paranız bir maaşınızın yaklaşık %65 ine tekabül ediyor.Bu düzen içerisinde enflasyon ve maaş zammını ihmal ederek 10 yıllık bir hesap yaparsak 12.5 maaştan fazla bir birikim yapmış oluruz.Biz buna ekonomide azmin gücü diyoruz.
Yani yapılması gereken ilk şey parayı açıkta bırakmamak,daha doğrusu ne cebimizde tutup getirisine engel olmak,ne de bankada tutup geliri bankaya bağışlamamaktır.
Bir yatırımcının karşısına çıkan yatırım araçlarının neler olduğunu ve bunlardan nasıl gelir elde edildiğini öğrenin.Kabaca bir internet bankacılığında karşınıza çıkacak yatırım ürünleri repo,vadeli mevduat,tahvil-bono,döviz,yatırım fonları,altın,İMKB ve VOB tan ibarettir.Yatırım araçları hakkında öğrenmemiz gereken şeyler şunlardır.
1-Bir yatırım aracı paramızı hangi mekanizmayla değerlendirir.
2-Banka aracılığıyla yatırım aracını kullandığımda banka benden ne kadar para alır.
3-Bu yatırım aracından gelir elde ettiğimde devlet bana ne kadar vergi tahakkuk ettirir.
Bunlar ana kurallar.Yatırım araçlarını tek te kanlatan bir yazı yazmayı düşünüyorum.Bunu da bankacı terimleri kullanmadan arısal bir dille ifade etmem gerekiyor.Ama bundan daha önce aklımıza yerleşmesi gereken bir şey var.Matematik.Bundan sonraki yazım matematiksel çoklukları anlamanıza yardımcı olmakla ilgili olacak.
Ben az paralı yatırımcıyım, anladığım tek şey ekonomiden anlamadığımdır diyorsanız geriye tek alternatifiniz kalıyor ki o da matematikten anlamak.Eğer matematik sizin için hala lisede gösterildiği yerde duran bir heyula ise işiniz gerçekten zor.Matematikten anlamak ise bir sonraki yazım olacak.
Az parası olmak ayıp değildir.Ayıp olan o az parayı bir şekilde değerlendirmemeye çalışmaktır.Para değerlendirmek bir alışkanlıktır.Değerlendirelemeyen para ekonomiye kazandırılamaz ve muhakkak ki enflasyonun karşısında yenik düşer.
İlk yapmanız gereken şudur,paranızı karşınıza koyup düşünmek.Kendinize şu soruyu soracaksınız.Ben bu parayla ne yapmaya çalışıyorum?Amacım ne?Parayı ne kadar yapınca o parayla ne yapacağım?Bu paranın üzerine ayda kaç para koyabilirim ve bu koyduğum paralardan yılda ne kadar kazanabilirim?
Yapmamanız gereken şey de kesinlikle şudur.Belli bir faizle borç alarak kesinlikle yatırım yapılmaz,yani başkasının parasıyla kesinlikle kumar oynanmaz.Birisi size 'gel sana borç vereyim' diyorsa bilin ki sizden bir menfaati vardır.
İlk olarak kendinize bir internet bankacılığı edinin.O çok güvensiz dediğinizi duyar gibi oluyorum.Hesaplanmamıştır ama bu benim tahminimdir ki internet bankacılığındaki risk parayla şubeye gitmenizdeki riskten katlarca daha düşüktür.Bunun size şu faydaları olacaktır.
1-Her işlem için bankaya,ATM'ye,telefona ulaşmaktan daha masrafsızdır.
2-Komisyon oranları daha düşüktür.
3-Paranızın azlığı kendi kafanızda sorun yaratmaz.
4-Hangi enstrumanla kaç paranızla ne kazanabileceğinizi usanmadan defalarca söyler.
5-Etki altında kalmazsınız.(Bankada size edilen her tavsiyenin altında muhakkak surette banka ve/veya bankacının menfaatleri gizlenmiştir.Sizi gerek para sayma makinesinin ipnotize edici sesiyle,gerek bankadaki ortamın başdöndürücülüğüyle,gerekse bankacının prezantabl özellikleriyle (kelimeleri kullanma,giyim ve alımlılık) etki altında kalırsınız.Düşününüz ki hesap kapatmaya veya kart iptaline gidip te bunu başaramadığınız olmuştur.Ne yaptığınızı ancak bankadan çıkıp eve geldiğinizde farketmişsinizdir)
Evet şimdi ne yapmalıyım.İlk kural paranız açıkta kalmamalı.Enflasyon bir gün dahi paranızı ısırmamalı.Öncelikle paranızın size ne kadar bir süre lazım olmayacağını düşünüp ona göre bir argüman tercih etmelisiniz.Bunu düşünürken bile yatırım aracınızı seçene kadar paranızı günlük gibi kısa vadeli enstrumanlarda değerlendirebilirsiniz.Günlük enstumanların getirileri her ne kadar düşük olsada size yaptırımı konusunda bir örnek vereyim.Aldığınız maaş doğal olarak bankaya yatıyor.Şu sıralar likit fon getirileri aylık %1.2 düzeylerinde ve paranızı ay boyunca eşit ağırlıklı olarak harcadığınızı varsayarsak paranızı sürekli likit fonda tutacak olursanız bir yıl sonunda birikmiş olan paranız bir maaşınızın yaklaşık %65 ine tekabül ediyor.Bu düzen içerisinde enflasyon ve maaş zammını ihmal ederek 10 yıllık bir hesap yaparsak 12.5 maaştan fazla bir birikim yapmış oluruz.Biz buna ekonomide azmin gücü diyoruz.
Yani yapılması gereken ilk şey parayı açıkta bırakmamak,daha doğrusu ne cebimizde tutup getirisine engel olmak,ne de bankada tutup geliri bankaya bağışlamamaktır.
Bir yatırımcının karşısına çıkan yatırım araçlarının neler olduğunu ve bunlardan nasıl gelir elde edildiğini öğrenin.Kabaca bir internet bankacılığında karşınıza çıkacak yatırım ürünleri repo,vadeli mevduat,tahvil-bono,döviz,yatırım fonları,altın,İMKB ve VOB tan ibarettir.Yatırım araçları hakkında öğrenmemiz gereken şeyler şunlardır.
1-Bir yatırım aracı paramızı hangi mekanizmayla değerlendirir.
2-Banka aracılığıyla yatırım aracını kullandığımda banka benden ne kadar para alır.
3-Bu yatırım aracından gelir elde ettiğimde devlet bana ne kadar vergi tahakkuk ettirir.
Bunlar ana kurallar.Yatırım araçlarını tek te kanlatan bir yazı yazmayı düşünüyorum.Bunu da bankacı terimleri kullanmadan arısal bir dille ifade etmem gerekiyor.Ama bundan daha önce aklımıza yerleşmesi gereken bir şey var.Matematik.Bundan sonraki yazım matematiksel çoklukları anlamanıza yardımcı olmakla ilgili olacak.
11 Şubat 2009 Çarşamba
Vurun Küçük Yatırımcıya
YATIRIM AMA NEYE
Her zaman yakınılan şey aynıdır.Küçük yatırımcının yine parasını aldılar. Çünkü büyük balık küçük balığı her zaman yer.Sermayesi az olup da parasını kaybedenlerin de tesellisidir bu cümle.Yine küçük yatırımcının üzerine oynadılar.
Gerçekten böyle bir şey varmıdır?Parası çok olanlar birleşip parası az olanların parasını ellerinden alıp paralarına para katmak için planlar mı yaparlar?Planları topyekün mü uygularlar yoksa bireysel mi hareket ederler?Doğadaki büyük balık küçük balık olayı vahşi kapitalizme örnek mi teşkil eder?
Kapitalizmde bir vahşilik olduğu yadsınamaz bir gerçektir.Sermayesi çok olanın az olana karşı muhakkak ki üstünlükleri vardır.Ticaret kuralları çerçevesinde büyük kapitalin avantajları yadsınamaz.Ama yine de sözkonusu olan yatırımsa işin rengi biraz değişiktir.
Mevduat,repo gibi önceden kar oranı belirlenmiş yatırım araçlarında paranın büyüklüğü oranların yükselmesinde muhakkak ki etkili olmaktadır.Bu tür yatırım araçlarını yöneten kurumlar kabullenmeselerde sermayenin büyüklüğüne göre oranları artırmakta hatta müşteriyi kaçırmamak adına pazarlıklara girişmektedir.Ama oranların önceden belirlendiği bir platformda bu göreceli olarak kabul edilebilir.Çünkü miktar küçük dahi olsa bir ön anlaşma yapılmakta ve bu iki tarafın rızasıyla olmaktadır.
Bunun dışındaki yatırım araçlarında durum biraz daha farklıdır.Çünkü bu çizginin sonrasında risk vardır ve çizginin bu tarafında küçük yatırımcı ,büyük yatırımcı ayrımı yoktur.Ancak akıllı yatırımcı ve akıllı olmayan yatırımcı ayrımı vardır.
Ne diyorsun sen o zaman neden hep parası az olan kaybediyor diyenleri duymamak mümkün değil.Bunun onlarca sebebi vardır.Eğer bu sebeblerden birisi sizde varsa siz de kaybetmeye mahkumsunuz.İşte doğru yapıyorum zannedip yanlışa tutulma sebebleri:
Ekonomiden ne kadar anlıyorsunuz?Makro ekonomik dengelerden haberiniz var mı?Yoksa herşeyi kulaktan dolma mı biliyorsunuz?Euro yükselince dolar düşer mi çıkar mı?Altın fiyatlarını kim belirler?Petrol fiyatlarıyla İMKB endeksi nasıl ilişkilendirilebilir?Gösterge faiz nedir?En önemli soru bunları bilmeniz size yatırım yaparken nasıl bir fayda sağlar?
Bunların hiçbirini bilmiyorsunuz ama daha önce borsada kazanmıştınız peki buna ben ne diyeceğim?Borsayı çok sıkı takip ediyorsunuz değil mi?
İşte bu blog'un kurulmasının en büyük sebebi bu.Parası az olan yatırımcının hata yapmasını engellemek.Büyük balıklar beni yine yediler cümlesini kurdurtmamaya çalışmak üzerinedir.Muhakkak ki yazılar eklenecek ama bugün için küçük tiyolar.
Kural 1-Yatırım yapma arzusu insanın içine ilk yerleştiğinde ve bunun için bir yatırım kurumunun kapısını aşındırdığınızda size ilk sorulan şeydir.Ne kadar risk?Çünkü az risk az para çok risk çok para demektir.Parası az olan yatırımcının tek amacı vardır.Zengin olmak.Parasının ne kadar olduğunun hiç bir önemi yoktur ama tek rakibi Sabancı ailesidir.Emeğiyle kazanıp çok zor şartlar altında birikmiş olan para -ki biriktirmek için kimbilir nelerden fedakarlık yapılmıştır- hemen ve hızlı bir şekilde artmalıdır.Kazanılacak para yüzdelerle değil katlarla ifade edilmelidir.Konulan birkaç kuruş ileride araba olmalı, ev olmalı veya çocuğunun hayatını kurtarmalıdır.Eğer sizin de düşünceniz buysa o parayı o yatırım kurumuna bırakın çıkın.Hatta yatırım kurumuna gitmeyin direkt hayır kurumuna gidin en azından hayır duası alırsınız.Çünkü yatırım kurumları paranızı aldıktan sonra dua etmezler.Paranızı kısa vadede katlarca arttırmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey piyango bileti almaktır.En azından büyük ikramiye her ayın 9,19,29 unda birilerine dağıtılmaktadır.
Kural 2-Hiçbirşey yoktan var olamaz teoremine göre sizin de kazandığınız her kuruş birilerinin cebinden çıkmaktadır.Parasını almaya çalıştığınız kişilerin ne çapta olduklarını düşününce (büyük balık) onlardan para almanın zorluğu bir kez daha anlaşılacaktır.
Kural 3-Ne yaptığınızı bilin.Yatırım yaptığınız şeyden paranın nasıl kazanıldığını sorgulayın.Dedikodularla hareket etmeyin.Amcaoğlunuzun yada kankanızın söylediği kağıt hiçbir zaman yükselmez.Yükseliyorsa bile yükselesi olduğu içindir , kankanız söylediği için değil. Unutmayın ki o arkadaşınızın Kandilli de de tanıdığı vardı ve ne zaman deprem olacağını da söylemişti ve o da tutmamıştı.Zannedilenin aksine bu işin bileni yoktur.Tamam küçük tahtalarda zaman zaman spekülatif hareketler olmaktadır.Ama size o tahtalarda bırakın para kazandırmayı ancak mal yıkarlar.Haber size geldiğinde atı alan çoktan Üsküdar'daki tüp geçidi geçmiştir.
Kural 4-Bir yıl önce çok kazandıran bir argüman bu sene de çok kazandıracak diye bir kural yoktur.Yine geçen sene zarar eden bir argüman bu sene uçacak ,fiyatı düşük kaldı diye de bir şey yoktur.Unutmayınız ki beş kız çocuğu doğuran bir anne altıncı gebeliğinde kız veya erkek doğurma ihtimali %50 dir.
Kural 5-Bir yatırım argümanındaki para ne kadar kazandırmış olursa olsun nakite çevrilmediği sürece hiçbirşey kazanılmamıştır.Kumar masasında 10 lirasını 100 lira yapan bir kişi bütün parasını kaybetmeye bir yazı-tura kadar uzaktır.
Peki ne yapalım az paramız var değerlendirmek istiyoruz,hiç mi umut yok?Olmaz mı ,bir sonraki yazıya.
Her zaman yakınılan şey aynıdır.Küçük yatırımcının yine parasını aldılar. Çünkü büyük balık küçük balığı her zaman yer.Sermayesi az olup da parasını kaybedenlerin de tesellisidir bu cümle.Yine küçük yatırımcının üzerine oynadılar.
Gerçekten böyle bir şey varmıdır?Parası çok olanlar birleşip parası az olanların parasını ellerinden alıp paralarına para katmak için planlar mı yaparlar?Planları topyekün mü uygularlar yoksa bireysel mi hareket ederler?Doğadaki büyük balık küçük balık olayı vahşi kapitalizme örnek mi teşkil eder?
Kapitalizmde bir vahşilik olduğu yadsınamaz bir gerçektir.Sermayesi çok olanın az olana karşı muhakkak ki üstünlükleri vardır.Ticaret kuralları çerçevesinde büyük kapitalin avantajları yadsınamaz.Ama yine de sözkonusu olan yatırımsa işin rengi biraz değişiktir.
Mevduat,repo gibi önceden kar oranı belirlenmiş yatırım araçlarında paranın büyüklüğü oranların yükselmesinde muhakkak ki etkili olmaktadır.Bu tür yatırım araçlarını yöneten kurumlar kabullenmeselerde sermayenin büyüklüğüne göre oranları artırmakta hatta müşteriyi kaçırmamak adına pazarlıklara girişmektedir.Ama oranların önceden belirlendiği bir platformda bu göreceli olarak kabul edilebilir.Çünkü miktar küçük dahi olsa bir ön anlaşma yapılmakta ve bu iki tarafın rızasıyla olmaktadır.
Bunun dışındaki yatırım araçlarında durum biraz daha farklıdır.Çünkü bu çizginin sonrasında risk vardır ve çizginin bu tarafında küçük yatırımcı ,büyük yatırımcı ayrımı yoktur.Ancak akıllı yatırımcı ve akıllı olmayan yatırımcı ayrımı vardır.
Ne diyorsun sen o zaman neden hep parası az olan kaybediyor diyenleri duymamak mümkün değil.Bunun onlarca sebebi vardır.Eğer bu sebeblerden birisi sizde varsa siz de kaybetmeye mahkumsunuz.İşte doğru yapıyorum zannedip yanlışa tutulma sebebleri:
Ekonomiden ne kadar anlıyorsunuz?Makro ekonomik dengelerden haberiniz var mı?Yoksa herşeyi kulaktan dolma mı biliyorsunuz?Euro yükselince dolar düşer mi çıkar mı?Altın fiyatlarını kim belirler?Petrol fiyatlarıyla İMKB endeksi nasıl ilişkilendirilebilir?Gösterge faiz nedir?En önemli soru bunları bilmeniz size yatırım yaparken nasıl bir fayda sağlar?
Bunların hiçbirini bilmiyorsunuz ama daha önce borsada kazanmıştınız peki buna ben ne diyeceğim?Borsayı çok sıkı takip ediyorsunuz değil mi?
İşte bu blog'un kurulmasının en büyük sebebi bu.Parası az olan yatırımcının hata yapmasını engellemek.Büyük balıklar beni yine yediler cümlesini kurdurtmamaya çalışmak üzerinedir.Muhakkak ki yazılar eklenecek ama bugün için küçük tiyolar.
Kural 1-Yatırım yapma arzusu insanın içine ilk yerleştiğinde ve bunun için bir yatırım kurumunun kapısını aşındırdığınızda size ilk sorulan şeydir.Ne kadar risk?Çünkü az risk az para çok risk çok para demektir.Parası az olan yatırımcının tek amacı vardır.Zengin olmak.Parasının ne kadar olduğunun hiç bir önemi yoktur ama tek rakibi Sabancı ailesidir.Emeğiyle kazanıp çok zor şartlar altında birikmiş olan para -ki biriktirmek için kimbilir nelerden fedakarlık yapılmıştır- hemen ve hızlı bir şekilde artmalıdır.Kazanılacak para yüzdelerle değil katlarla ifade edilmelidir.Konulan birkaç kuruş ileride araba olmalı, ev olmalı veya çocuğunun hayatını kurtarmalıdır.Eğer sizin de düşünceniz buysa o parayı o yatırım kurumuna bırakın çıkın.Hatta yatırım kurumuna gitmeyin direkt hayır kurumuna gidin en azından hayır duası alırsınız.Çünkü yatırım kurumları paranızı aldıktan sonra dua etmezler.Paranızı kısa vadede katlarca arttırmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey piyango bileti almaktır.En azından büyük ikramiye her ayın 9,19,29 unda birilerine dağıtılmaktadır.
Kural 2-Hiçbirşey yoktan var olamaz teoremine göre sizin de kazandığınız her kuruş birilerinin cebinden çıkmaktadır.Parasını almaya çalıştığınız kişilerin ne çapta olduklarını düşününce (büyük balık) onlardan para almanın zorluğu bir kez daha anlaşılacaktır.
Kural 3-Ne yaptığınızı bilin.Yatırım yaptığınız şeyden paranın nasıl kazanıldığını sorgulayın.Dedikodularla hareket etmeyin.Amcaoğlunuzun yada kankanızın söylediği kağıt hiçbir zaman yükselmez.Yükseliyorsa bile yükselesi olduğu içindir , kankanız söylediği için değil. Unutmayın ki o arkadaşınızın Kandilli de de tanıdığı vardı ve ne zaman deprem olacağını da söylemişti ve o da tutmamıştı.Zannedilenin aksine bu işin bileni yoktur.Tamam küçük tahtalarda zaman zaman spekülatif hareketler olmaktadır.Ama size o tahtalarda bırakın para kazandırmayı ancak mal yıkarlar.Haber size geldiğinde atı alan çoktan Üsküdar'daki tüp geçidi geçmiştir.
Kural 4-Bir yıl önce çok kazandıran bir argüman bu sene de çok kazandıracak diye bir kural yoktur.Yine geçen sene zarar eden bir argüman bu sene uçacak ,fiyatı düşük kaldı diye de bir şey yoktur.Unutmayınız ki beş kız çocuğu doğuran bir anne altıncı gebeliğinde kız veya erkek doğurma ihtimali %50 dir.
Kural 5-Bir yatırım argümanındaki para ne kadar kazandırmış olursa olsun nakite çevrilmediği sürece hiçbirşey kazanılmamıştır.Kumar masasında 10 lirasını 100 lira yapan bir kişi bütün parasını kaybetmeye bir yazı-tura kadar uzaktır.
Peki ne yapalım az paramız var değerlendirmek istiyoruz,hiç mi umut yok?Olmaz mı ,bir sonraki yazıya.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)